Meme Kanseri Riski Taşıdığımı Nasıl Anlarım?

Kadın hastalıkları söz konusu olduğunda ilk akla gelen sağlık problemlerinin başında meme kanseri geliyor. Bazı özellikleri taşıyan kadınların ise meme kanserine yakalanma riski çok daha fazla olduğu da bilinen bir gerçek.

Bu noktada birçok kadın ‘meme kanseri riski taşıdığımı nasıl anlarım’ sorusuna cevap aramaktadır. Genetik mi, radyasyona maruz kalırsam artar mı, kullanılan ilaçlar kanser yapar mı, sigara ve alkol bir etken mi? Cevabı blog yazımızda…

Kadın olmak başlı başına bir risk

Meme kanserinin ana risk sebeplerinin başında kadın olmak gelir. Elbette ki, erkeklerde de meme kanseri görülse de bu oranlar yüzde 1 seviyelerinde kalmaktadır.

Normal şartlarda kadın bireylerde erkeklere oranla çok daha fazla sayıda meme dokusu vardır. Ancak kadınlardaki dokunun sürekli östrojen ve progesteronun büyümeyi tetikleyici etkisi altında kalması bu riski artırır.

Yaş arttıkça meme kanseri riski de artıyor

Yaş ilerledikçe meme kanseri riski de aynı oranda artış gösterir. Meme kanserlerinin sadece yüzde 2’si 30 yaşın altında görülür. Meme kanseri teşhisi konulan kadınların yüzde 70’ini 50 yaş üzeri kadınlar oluşturulur.

Yapılan araştırmalar yaşı 50’nin üzerinde olan kadınların meme kanserine yakalanma riskinin, yaşı 50’nin altında olan kadınlardan tam 4 kat daha fazla olduğunu ortaya koymuştur.

meme-kanseri-riski-tasidigimi-nasil-anlarimm

Ailenin istenmeyen mirası

Ailenin birinci derece yakınlarının hastalık öyküsünde meme kanseri bulunuyorsa, meme kanserine yakalanma olasılığı, ailesinde meme kanseri olmayan kişilere göre 2 kat artış göstermektedir.

Eğer bu kişi menopozdan önce meme kanserine yakalanmışsa bu durumda risk 3 katına çıkmaktadır. Özellikle de BRCA1 ve 2 genini taşıyan kişilerde risk daha da fazladır. Dolayısıyla aile öyküsünde meme kanseri bulunan kişilerin ekstra dikkatli ve özenli olması gerekir.

Endokrin etkenlere dikkat

Bir kadın, yaşamı boyunca endokrine bağlı birçok sorun veya sağlıkla ilgili konuyla karşı karşıya kalabilir. Bunların başında erken adet olmak gelir. Eğer birey olması gerekenden daha erken yaşta adet döngüsüne girdiyse bu durum ileride meme kanserine yakalanma riskini artırabilir.

Buna ek olarak doğurgan kalma süresi de bir risk faktörü olarak değerlendirilir. Şöyle ki, hiç doğum yapmamış biriyle, 35 yaşından sonra ilk doğumunu gerçekleştiren kadınlarda meme kanseri riski daha fazladır.

Tüm bunlara ek olarak;

  • Daha önce meme kanseri geçirmiş olmak
  • Daha önce meme kanseriyle ilişkisi olabilecek lezyonların tespit edilmiş olması,
  • Menopozdan sonra uzun vadeli olarak yüksek dozlarda östrojen replasman tedavisi görmek
  • Hastalık öyküsünde yumurtalık veya rahim kanseri olmak
  • Sürekli radyasyona maruz kalmak
  • Çok fazla yağlı gıda tüketmek
  • Orta yükseklikte alkol tüketmek (Her gün 2 kadehten fazla)
  • Sigara ve diğer tütün ürünlerini kullanmak
  • Uzun süre doğum kontrol hapı kullanmak
  • Çocukluk veya ergenlik döneminde herhangi bir sebeple göğüs bölgesinin ışınlanmış olması da meme kanseri riskini artıran sebepler arasında yer alır.

Siz de yukarıda belirtilen riskleri taşıyorsanız düzenli kontrollerden geçmeyi ihmal etmemelisiniz.

Sağlıklı günler dileriz.

Sıkça Sorulan Sorular

Ailesinde 1. Derece yakınlarında (Anne, anneanne, teyze, kardeş) meme kanseri bulunan kişiler, daha önce göğüs bölgesine radyoterapi almış olanlar ve BRCA-1 ve BRCA-2 gen mutasyonu bulunanlarda meme kanseri riski artmıştır.