Meme Kanseri Hastaları için Korona Virüs Salgınını İyi Yönetme Rehberi
Dünyayı alarma geçiren ve tüm dünyada kurulu düzende köklü değişikliklere neden olan korona virüs salgını, herkesi etkilemektedir. Bu süreçte ekstra dikkat etmesi gereken grupların başında gelen meme kanseri hastaları ise bağışıklık sistemini doğrudan etkileyen bu hastalık karşısında gardını almak istemektedir.
Ancak birçok kişi memesinde ele gelen kitle tespit etse dahi salgın sebebiyle hastaneye gitmekte kararsız kalmaktadır. Üstelik bu süreçte cerrahi bir operasyon geçirmek istemeyen kişilerde meme kanseri tedavisi sekteye uğrayabilmektedir.
Özellikle de ileri evre meme kanseri tedavisi bu yüzden yarım kalan birçok hasta, salgından korunmak isterken meme kanseri sebebiyle yaşamını riske atmaktadır.
Hemen herkesi etkileyen korona virüs salgınında meme kanseri hastalarının izlemesi gereken yol haritası risk grubunda yer aldıkları için çok daha farklıdır. Covid-19 sürecinde kendilerine diğer kişilere göre çok daha fazla dikkat etmesi gereken meme kanseri hastalarının merak ettikleri blog yazımızda…
Korona virüs, meme kanseri hastalarını nasıl etkiliyor?
Korona virüs, viral kaynaklı bir hastalık olduğundan bağışıklık sisteminin ne kadar güçlü olduğu hastalığın seyrinde belirleyici bir rol üstlenmektedir. Bu noktada meme kanseri tedavisi kapsamında radyoterapi, kemoterapi veya immünoterapi tedavisi gören kişilerde bağışıklık hücrelerinin sayısında azalma görülebiliyor.
Çoğu hasta ise virüsten korunmak için tedaviyi yarım bırakmak gibi hayati bir yanlışa gidebiliyor. Meme kanseri hastası olanların bu süreçte gerekli önlemleri alarak gerekirse diğer insanlara göre çok fazla dikkat ederek hayatlarının bağlı olduğu bu tedavileri olması şarttır.
Daha izole hayat, daha az risk demek
Meme kanseri hastaları, yüksek risk grubunda yer aldığından yoğun bakım ünitesine alınma, solunum cihazına bağlanma ve diğer ciddi semptomları yaşama konusunda çok daha savunmasız olabilmektedir.
Bu nedenle meme kanseri hastalarının covid-19’dan korunma konusunda iki kat fazla özen göstermesi gerekmektedir.
Vakaların giderek arttığı bu günlerde daha izole bir yaşam tarzı benimsemeleri tedavinin başarıya ulaşması için önemlidir. Ayrıca el hijyeni, maske, sosyal mesafe ve kalabalık ortamlardan kaçınma gibi temel konularda da daha üst düzey bir dikkat gerekmektedir.
En önemlisi de doktorun reçete ettiği meme kanseri tedavisi için gerekli olan ilaçlar aksatılmadan kullanılmalı, pandemi öncesi tedavi rutini aynen devam etmelidir.
Meme kanseri hastaları nelere dikkat etmeli?
Meme kanseri hastalarının korona virüs karşısında risk grubunda bulunmasının temel sebebi, vücudun savunma mekanizması olan immün sisteminin görülen tedaviler sebebiyle baskılanması ve zayıflamasıdır.
Kemoterapi gibi kanser tedavileri kemik iliğini baskıladığından meme kanseri hastalarının bağışıklık sistemi sağlıklı bireylere göre daha hassastır. Bu noktada meme kanseri tedavisi gören bireylerin beslenmeden kaliteli yaşama kadar birçok konuda özenli olması şarttır.
Buna göre;
- Zaten hassas olan bağışıklık sistemini daha da zayıflatmamak için mutlaka çok iyi ve dengeli beslenilmelidir.
- Besin grupları dengeli olarak seçilmeli, işlenmiş ve paketli gıdalardan uzak durulmalıdır.
- Protein oranlarını dengede tutmak önemlidir. Bunun için kahvaltıda iki yumurta yenilebilir. Aynı zamanda bağışıklık sistemini destekleyen Akdeniz tipi beslenme de meme kanseri hastaları için iyi bir tercihtir.
- Bağışıklığı zayıflayan bir diğer önemli etken ise strestir. Bu süreçte meme kanseri hastalarının uzak durması gereken bir şey varsa o da strestir. Bağışıklık sisteminin olumsuz etkilenmemesi adına hastanın ve hasta yakınlarının bu konuda ekstra çaba sarf etmesi önemlidir.
- İyi uyku, kaliteli yaşamın başlangıç noktasıdır. Meme kanseri hastaları uyku kalitelerini artırmak için düzenli bir uyku sistemine geçmeli ne çok erken ne çok geç yatmalıdır. Günde ortalama 8 saatlik bir uyku yeterli olacaktır.
Tüm bunların yanı sıra kişisel hijyen, daha izole bir hayat pandemi süresince uygulanmalı en önemlisi de tedavi kesinlikle aksatılmamalıdır.
Sağlıklı günler dileriz.
Kaynakça:

1961 yılında İstanbul’da doğan Prof. Dr. Gürkan Yetkin, orta öğretimini Galatasaray Lisesi’nde tamamladı. 1986 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun olan Prof. Dr. Gürkan Yetkin, 1991 yılında Genel Cerrahi Uzmanı oldu.Prof. Dr. Gürkan Yetkin; 2011 yılında Genel Cerrahi Doçenti, 2012 yılında ise Eğitim Görevlisi oldu. 2014 yılında, Sağlık Bakanlığı’nca verilen Onkolojik Cerrahi Yandal Uzmanlık Belgesi’ni almaya hak kazandı.Meme Cerrahisi, Endokrin (Tiroid ve Guatr) Cerrahisi, Onkolojik Cerrahisi (Kanser Cerrahisi) ve Laparoskopik Cerrahi alanında çalışmalar yürüten Prof. Dr. Gürkan Yetkin; 2021 yılının sonuna kadar Genel Cerrahi alanında Sağlık Bilimleri Üniversitesi Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Öğretim Üyesi olarak çalıştıktan sonra, 2022 yılı itibari ile İstanbul Fulya’da kendi kliniğinde hasta görmekte ve çeşitli hastanelerde ameliyatlar gerçekleştirmektedir.